Şenyuva, Meriç Sokak, KAFFED ve Kefken..


 (KAFFED) Kafkas Dernekleri Federasyonu, benim için Türkiye Çerkeslerinin kalbinin attığı yerdir. 
2009 - Alanya Kafkas Kültür Derneğini, Alanya’da çeşitli sektörlerde çalışan bir avuç Çerkes ile kurduk. Başkanımız  Çorum Abaza’larından rahmetli Sadık Ergören’di. Yönetim Kurulu beni KAFFED delegesi seçmişti.  
Dernekçilik zaman, para, tecrübe ve emek isteyen zor bir işti. Hepimiz ekmek parası peşinde koşturuyorduk. Kira, izzet-ikram, elektrik- su masrafımız yoktu o dönem. Üç-dört yıl dayanabildik yine. Sadık Abi ölünce hep dağıldık. Derneği lav edebilmek için git-gel epey uğraşmıştık. 

Bir yemekli toplantımız yerel gazetelerde..
1978'den beri Meriç Sokak'a yabancı değildim. Erdem Amcamın evine çok yakındı. KAFFED binasına gider oturur, olan bitene bakar, konuşulanları dinler, kitap, broşür, afiş vb alırdım. Daha sonra yolum 2013'e kadar düşmedi.


2013 Eylül 27-29 Ankara - İkinci Uluslararası Adıge Dili Konferansı


Benim jenerasyonumun çoğu -ne yazık ki- dilini az konuşur, az anlar. Adigabze dili ise okuyan-yazan hemen hemen hiç yoktur.

Konferans yolunda rahmetli babamla yaşadığım bir anım aklıma geliyor. Nüfus memuru soruyor, ”Ana diliniz?” Cevap, tereddütsüz,; “Çerkesce.” Memur şaşırıyor,” Amca, işaretleyeceğim öyle bir kutu yok” diyor. Babam, ”Ana dilimi sordun, cevabını aldın, kutuyu bulmak senin işin.!” demişti.

Kafkas Dernekleri Federasyonu tarafından düzenlenen konferansta 9 ülkeden gelen akademisyen, uzman ve eğitmenler tarafından 39 tebliğ sunuldu. Konferans, Türkiye Barolar Birliği Litai Otel'de yapılmıştı. Diyasporada dil eğitiminin Kiril harfleriyle mi, Latin harfleriyle mi? Olsun/olmalı tartışmalarına tanık oldum.


Dil Konferansında ; Ahmet Cevat Benk, Yılmaz Dönmez, Ali İhsan Tarı..


Konferansı'nın iki amacı bulunuyordu:
1) Diasporada Adıgecenin varlığını sürdürebilmesinin önemi ve anadil eğitimi konusunda farkındalık yaratmak; Adıge dili eğitiminin yaygınlaşması ve geliştirilmesine ilişkin politika ve öneriler geliştirmek.
2) Diasporada anadili bilmeyen çocukların ve yetişkinlerin Adıgece öğrenmesi için yöntemlerin geliştirilmesi  ve materyallerin hazırlanmasına katkıda bulunmak; mevcut Adıge dili eğitimi çalışmalarından elde edilen tecrübeleri paylaşmak; diaspora ülkelerindeki Adıgece eğitimine ilişkin somut, uygulanabilir öneriler geliştirmek; Adıgece çocuk şarkıları, hikayeler, tekerlemeler gibi kültürel ürünlerin dil eğitiminde nasıl kullanılabileceğini göstermek; alfabe, ders kitabı, sözlük, görsel malzeme gibi anadil eğitimi için gerekli materyallerin internet ortamında kollektif bir şekilde geliştirilmesini sağlayacak çalışma grupları oluşturmak.

Dil Konferansı Katılımcıları ile ..

2013 Kasım 2-3 Ankara - KAFFED Gençlik Kurultayı

KAFFED Gençlik Kurultayı, Federasyona bağlı derneklerin gençlik temsilcilerinin katılımı gerçekleşmişti. Türkiye’deki Demokratikleşme süreci ve kimlik mücadelesinde KAFFED gençliğinin tutumunu tespit etmek,  Anavatan ve Diasporada toplumun geleceğini etkileyen, etkileyecek konular üzerinde tartışma – değerlendirme süreci içine girmelerini sağlamak ve Çerkes gençliğinin örgütlere etkin katılımının önündeki engellerin tespit edilerek katılımı temin etmenin yöntemlerini belirlemek, merkezi örgütlenme modeli üzerinde tartışma yürüterek merkezi gençlik  örgütlenmesinin çalışmalarını başlatmak amaçlarıyla düzenlenmişti. 
Adıgey Kültür bakanı Kul Muhammed ile..
Kurultaya Genel Başkan Vacit Kadıoğlu, Hasan Seymen, Filiz  Çelik  ve Adıgey Kültür Bakanı Kul Muhammed katılmıştı.  Bakan gençlerin  yönelttiği soruları cevaplamıştı. 
Ben de bu toplantıda Alanya’da yapılan KAFFED Yaz Kampları ile ilgili tecrübelerimi, tespit ve önerilerimi  sunma fırsatı bulmuştum.



Alanya Kafkas Kültür Derneğini temsilen gittim.  Soğuk bir Ankara sabahı. Dişlerim takırdıyor. Gidecek yerim yok. AŞTİ’den derneğin olduğu Beşevler’e, “ belki açıktır “ diye yürüdüm. Kapalıydı. Üşümem daha da arttı.
Şimdi ne yapacağım, nerede barınabilirim  ” diye düşünürken, sokağın az ilerisinde bir sabahçı çayevi olduğunu fark ettim. Daldım. Hüseyin Bala karşımdaa…  O an, o kadar mutlu oldum ki, anlatamam. Bir keresinde de Yüksel Candemir ile karşılaşmıştık.  

1982'den beri görmediğim asker arkadaşım Mehmet Uzun’un abısı Eyüp Uzun'la... 

Askerde de bulduk birbirimizi..

Yedic Mehmet Uzun ile ilgili anıma geçmeden anmadan geçemeyeceğim. 82'de Erzincan'da 59.Topçu Tugayında yaptım askerliğimi. Tugayın arkasına yapılan ve her taraftan görülen tepeye Atatürk siületinin yapıldığı dönem. Aynı bölükteydik ama sadece soyadını hatırladığım (Güngör) bir arkadaş yanıma geldi, " Sen Çerkes misin?" dedi. Çok konuşan biriydi. Başımdan sağmak için o an " Hayır" dedim. Sonra yakaladım ben bunu "Nerden anladın ? dedim. "Sesinden" dedi (!) Kayseri - Uzunyayla'danmış. Bizim Nıbjoğ eğitim bittikten sonra bütün tugayı gezmiş, dolanmış ne kadar Çerkes varsa bulmuş (!) bizi bir araya getirmişti. Yedic Mehmet'i o toplantıda tanımıştım. 

Yedic Mehmet Antalyalı idi.  Alanya'ya tayin olunca iletişim kurmuştuk. 1989 yazında Korkuteli- Yeleme'de yapılacak olan bir etkinliğe davet etti. Sabah Alanya'dan çıktım, Antalya'da toplandık. Yeleme yoluna düştük. Bir dere kenarı, kavak ağaçları, keşkek kaynatmışlar.Mehmet'ten başkasını tanımıyorum, o nereye ben oraya..Küçük küçük kümeler tanışıyoruz, konuşuyoruz. Kümenin birinde bana    " Dönecek misin?" diye bir soru geldi. " Dönecem" dedim. Film koptu !! Ben Alanya'ya dönmek anlarken, O'nlar Kafkasya'ya dönmekten bahsediyorlarmış. Mehmet beni terk etti :) 
Oturdum bir kavak gölgesine. Sağıma soluma bakarken Çetav Şükrü Küçükakın Amcanın Düriye Ablayı görmim mi? Kız kardeşi Kerime de orada. Allaaah.. sarıldık. Meğer Düriye Abla oradan evliymiş.

Yedic Mehmet Uzun döndü. Bir iki defa iletişim kurmaya çalıştım, baktım pas vermiyor, ben de uzatmadım.

Yıldız Şekerci Engin bey, Ankara'da mıydınız, toplantıda neden görüşemedik.
Baytema Engin Özdemir Yıldız Hanm, en arka sıradaki koltuğu ısrarla meşgul ettim :-) Şaka bir yana bende sizi aralarda göremedim.






2014 Aralık 12-13 Ankara –150Yılda ÇerkeslerGüncel ve Gelecek Konferansı

İki gün süren “150. Yılda Çerkesler, Güncel ve Gelecek” konferansında, Ak Parti, CHP ve HDP temsilcilerinin konuşmaları ile başlıyor. “Noeliberal Küresel Düzlemde Çerkesler ve Siyasallaşma Deneyimleri”, “Çerkesler ve Demokratik Kimlik Politikaları”, Demokratik Hak Mücadelesi Pratiği ve Çerkesler”, “ Uluslar arası Gelişmeler, Kafkasya ve Çerkesler”, Ukrayna Krizi Sonrasında Rusya’nın Kafkasya Politikası”, “Ortadoğu’daki Gelişmeler, Türkiye ve Çerkesler”, Uluslar arası Gelişmeler Işığında Kafkasya ve Çerkesler” başlıkları altında ilk gün akademisyen ve STK temsilcileri konuştu.
Keyifli, heyecanlı ve bilgilendirici bir tempo. Bence, ilk güne damgasını vuran konuşmayı Porf.Dr. Baskın Oran yapıyor. Ne dedi? Meraklısı, konferans sonunda tebliğ özetlerinin yayınlanacağı web sayfasını bekleyecek (!)
İkinci gün,” Abhazya ve Diaspora”, “150. Yılda Çerkesler ve Gelecek”, “Geçmişimizle Hesaplaşmalı, Geleceğimiz ile Barışmalıyız”,”Tarihsel Sürece, Bugüne ve Geleceğe Dair Tespit ve Öneriler”, “ Düzce Ü.’nde Çerkes Dili Ve Edebiyatı Bölümünün Açılma Süreci ve Öneriler”, “Adana Kafkas Anaokulu: Türkiye Diasporasında İlk Anaokulu Projesi”, “ Anadil Eğitimi,Güncel ve Gelecek Nasıl Olmalı?” , “ Seçmeli Adigece Dersi ve Yaşanılan Sorunlar”, “Dil, Kültür ve Toplum İlişkisi”, “ Sanaldan Gerçeğe, Hamasetten Eyleme”,” Anayurda Dönüş Çalışmaları ve Tij İlkay Dönüş Yolu Projesi”,” Geri Dönüş ve Abhazya”,””Suriye-Ortadoğu Savaşı ve Çerkesler”, “ Vatanı Yeniden Haketmek”,” Sürgünün 150. Yılıda Anavatan ve Diaspora İlişkisi”, “Yeniden yapılanma Üzerine”,” İttifak Siyaseti ve Örgütlenme üzerine”, “, Çerkesler Uluslar arası Bir baskı Grubu Yaratabilir mi?”, “ Birlikte Varız ve Birlikte Var Olacağız”, Denge ve Denetleme Ağı ve Yeni Anayasa Çalışmaları”, “ Anavatan ve Türkiye Diasporasının Temel Sorunu; Aynı zamanda Kimlik Sorunudur”, ” Aynı Gökyüzü Altında Benzer Kaderi Paylaştıklarımızla Omuzlarımız Birbirine Değmeli”, “Seçimler, Türkiye’nin Sınır İçinde ve Sınırı Dışındaki Politikaları ve Çerkes Halkının Konumu”, “Çok Örgüt Çok İş Midir?, Herşeyi Yalnız Biz Mi Biliriz!?”, “ Demokratikleşme ve Medya Çalışmaları” ve “ Gençlik Örgütlenmesi” başlıkları altında konuşmacıları dinledik.

Planlanan, 15 dakika konuşma, 20 dakika soru-cevap süresini 40 konuşmacıyla çarptığınızda neredeyse 12 saati aşan bir konferans günlüğü... Benim gibi sabırlı bir dinleyici için bile yorucu oldu.
Konferanstan bazı izlenimlerim;
- İlk gün ve ikinci günün son oturumuna kadar, Türk-İş salonunu katılımcı ile doluydu.
- Çerkesler farklı bakış açıları ile dünü, bugünü ve yarını tartışabilecek entelektüel birikime sahipler.
- Tartışılan, etnik kimlikler üzerinden ayrıcalıklar değil, temel insan hak ve hürriyetleri idi.
- Federasyonların, konfederasyonlaşma sürecine girmesi vurgulandı.
- İkinci gün konuşmacılarından Sezai Babakuş ve İsmail Güneş’in analizlerini kendi düşüncelerime daha yakın buldum.
- Son dakikalarda söz alan sanatçı Ercan Parlak hemşerimizin yorgunluğu düşürmeye yönelik önerisi yerindeydi.
- KAFFED Alanya Yaz Kamplarına katılan Ömer Kalan, Selim Kanşat ve Fatih Köybaşı ile hasret giderdik. Fırsatım olsaydı, “Derinlikli, sağduyusu yüksek ama illa ki iyi eğitilmiş bir nesil bizi uykumuzdan uyandırabilir. Unutmayalım, uyku ölümün kardeşidir…” deyip, Adige Gençlik Kampları tecrübelerimi aktarmak isterdim.
Sonuçta; “Yoruldum ama değdi” diyorum.


2015 Ekim - Çerkes Halkı, Savaşa Karşı..!
Yaklaşık bir yıldır iç çatışmaların sürdüğü Suriye'de, yaşayan halklardan biri de Çerkesler.
"Çerkes Ulusu" için, Suriye Çerkesleri  için; Galatasaray Lisesi önündeydim. 

Beş yıl geçmiş aradan, derneklerimiz vasıtası ile göçmek zorunda kalan ailelere yardım yapıldığını okuyorum. Hala bitmeyen, bitecek gibi de görünmeyen savaşın mağdurları için üzülüyorum.



2019- Denizli Kafkas Kültür Derneği ile Kefken'de.. 
2019 Mayıs 18- Kefken

Denizli Kafkas Kültür Derneğinin “ Kefken’e  Gidiyoruz” duyurusu ile, 1993 yılında KKKD tarafından ilk anma etkinliklerinin başlatıldığı Karadeniz kıyısındaki tek tarihi sit alanı ve en büyük Çerkes Mezarlığının bulunduğu Kefken e gittim.
155 yıldır unutturulmayan sürgün ve soykırım etkinliğinin ritüellerini yaşadım ve ortamında hissettim.  Türkiye’nin dört bir yanından barış ve adaleti solumak, büyüklerinin sürgün hatıralarını canlı tutmak için gelen hemşerilerimi gördüm. 

Yolculuk sonrası bir Adige Bayrağı edinmiştim. 21 Mayıs 1864 Çerkes soykırım ve sürgününü anmak için evimin bahçesine bayrağı dikmiştim.Komşumun biri geldi, "Hocam bu ne bayrağı?" diye sordu. "Adigey Cumhuriyetinin Bayrağı" dedim. "Niye diktin?" Anlattım. Aslında biliyordu neyin ne olduğunu da aklı sıra bana posta atacaktı, ama olmadı !
Anlamak için yaşamak gerekiyor.!




















Yorumlar

Popüler Yayınlar