Zeki Erdem ve..
Zeki Erdem'in sünnetinden...Engin Ünaldı, İrfan Erdem, Benay, rahmetli amcaoğlu Mahmut ve Ben..Diğerlerini tanıyamadım. Zeki'ye bu fotoğrafı yolladım. Çok mutlu oldu. *Doğanay Gündüz O gün bende vardım, ama resim çekilirken nereye gittim bilemiyorum. Resimde İrfan'nın yanındaki (sağ tarafta) yanlış hatırlamıyorsam, kazım dayının büyük oğlu rahmetli Bahattin sanıyorum. Biraz ona benzertim. 4-6 yaşlarımda yazları Sinop'tan köye inerdik. Bahattinle birlikte köyün tek kamyonunu (yeşil renkliydi sanırım, kimin olduğunuda bilmiyorum) köyün kamyonu derdik. Onu caminin orada bekler. Önümüzden geçtikten sonra arka kapağına çaktırmadan asılır, köprünün oraya kadar giderdik. İnmeye çalışırken de düşer ellerimizi dizlerimizi yaralardık. Ama yaralara aldırmaz çok eğlenirdik. Yaralarımızıda dayak yememek için çayda yıkar öyle eve dönerdik .Baytema Engin Özdemir Doğanay Gündüz abi. Bahattin abi değil o. O sarisin delikanlinin adida Irfan di galiba.ve yine galiba bir gözü sakattı. işin garibi Zeki de bilmi😁 fotoğraftaki kişileri sordum soruşturdum. bilen tanıyan yok. sen Kadir eniştemin fotoğraf albümüne bi bakiver..bu fotonun devamı vardir😁 Doğanay Gündüz Baytema Engin Özdemir haklı olabilirsin. Çok yıllar geçti. Yanlış hatırlıyor olabilirim. Olsun sevgili Bahattin'i anma fırsatı verdiya o güzel oldu... Serpil Aydemir Sol alttakiler Cevdet Amcanin kızlari Hatice-Hafize,Benay,Apıştamdeki İhsan Çavuşun kızlari Asiye,Esma....Üst sıra ?,Sezer,Engin Ünaldı,İrfan,Ormancı Necibin Erhan. Tanıdıklarim bunlar. Serpil Aydemir Sol üsttekilerin kim olduğuna çalışayım ben...Evet Sezer değil de kim? İncelemen lazım... Baytema Engin Özdemir Serpil Aydemir Eveeet Erhan abiyi nihayet bulduk😁Bakkal Cevdet Güner amcanın kızlari ve Ihsan çavuşun kızları da tamam. Ama Sezer ÜnaldıSezer yok galiba o fotoda.. Sezer Ünaldı Baytema Engin Özdemir Evet ben yokum bu fotoda. Kim bilir nerelerdeyim. Birde ben hatırlamıyorum bu düğünü. Sezer Ünaldı Yukarıdaki genç Kızlar soldaki Şermin abla, yanındaki Melahat abla. Bir atlının yaşamımda dönüm noktasını hatırlarım. Dedemin ziyaretine atlı misafirler gelirdi. Bütün ev dışarı çıkar, geleni karşılardık. Burnundan dumanlar çıkan at avluya bağlanmadan önce inen binicisinin yaptıklarını keyifle izlerdik. Geldiği uzaklığa göre at terinin soğuması için gezdirilir, eyeri çıkarılır, heybesi alınır, teri silinir, üstüne çul serilirdi. Tüm bunlar yapılırken atın başında bir at muhabbeti yapılır sonra da at rüzgarsız bir kuytuya çekilir, bağlanırdı.
Bir yaz günü
idi kapımıza bir atlı geldi. Bahçedeki işlerimizi bırakıp atlının yanına
koştuk. Kasketinin altındaki kır saçları terlemiş, zayıfça, atkısını uçları
ceketinin içine sokulu, dizine kadar siyah süvari çizmeli, kamçı sapında parlak
oymaları ilginç biriydi.
“Hoş geldinlere” heybesinden şeker
kutusuna benzeyen bir kutu çıkarıp küçük amcama verirken ses çıkarmamasından,
yatıya kalmayacak bir misafir olduğunu anlamıştım. Sanki acil bir işi vardı.
Atı avluya bağlayıp, Çerkesçe bir şeyler söyleyerek dedemin odasına girerken,
tüm gözlerin üzerimde olduğunu fark ettim.
Bu meçhul
ziyaretçi, fısıl fısıl günlerce konuşulan sünnetçim idi (!)
Çok iyi
hatırlıyorum, ayağımda koca çizmeler vardı. Tabana kuvvet kaçmaya
başladım. Bu yakalanma nedenim değildi elbet ama bu kadar kısa sürede
yakalanacağımı da hesap etmemiştim (!)
Sonradan
öğrendim ki; sünnet olacağımdan bütün köyün haberi varmış annemin,
rahmetli babamın-annemin ve benim
haberim yokmuş(!)
O gece, lüks
ışıklarının aydınlattığı koca meşenin altında mızıka, tahta sesleri ve
alkışlarla benim için bir düğün yapıldı. Yatağımın altındaki sepet yumurta ile
doldu.
Şahin Özdemir Woaw beni almaya Çerkes süvariler
gelmedi ama...
|
Yeğenim Çiğdem'in nişanı.. |
Yorumlar
Yorum Gönder