Kız Kaçıracağız
Foto: Seçkin Yılmaz |
1946’dan bu
yana Sinop havalisinin en büyük hıdırellezi, Mayıs’ın ilk haftası Bektaşağa’da
olurdu. Sadece çevre illerden değil, Türkiye’nin dört bir yanından her çeşit satıcı,
sirkci, şans oyunları, hayvan sirki vs. vs. gelir, panayır ve şenliğe dönüşürdü. Güneşli bir hıdırellez gününü hiç hatırlamam. Hep yerler ıslak, çamurdu.
At yarışları
yapılırdı. Güreş tutulurdu.
Kalabalık
Bektaşağa hıdırellezlerinde her yıl bir - iki kız kaçırma olayı olurdu. Kim
kaçtı, kimi kaçırdı, nasıl kaçtı? vs Günlerce konuşulurdu.
O yıl nereden
aklımıza estiyse, çadırların arasında ikili, üçlü gezen tanımadığımız kızların peşine
takıldık. Önümüzdeki kızları elbiselerinden, yürüyüşlerinden, saçlarından
beğeniyorduk.Sonra da onların duyabileceği sesle tartışıyorduk; “Soldaki güzel..”, “Yok, siyah saçlı daha güzel”, “Yok
yok, esmer olan daha güzel.. ” Bir Çerkes
Köyünde “kız kaçırma “ hayatın olağan sanki işlerindendi. Galiba “hıdırellez efsaneleri” en çok bizi etkilemişti. Şimdi düşünüyorum da gençtik, cahildik, bizimki muziplikti ama işin sonu nereye varır diye hiç düşünmemiştik.
Neyse.. Kızların huylandığını hissettiğimizde, planın son aşamasına geçiyorduk. “Soldakini kaçırıyoruz tamam mı?” diyerek kızlara daha da yaklaşıyorduk. Kızları
alıyordu bir telaş, adımlarını sıklaştırıp çadırların arasından kaçıyorlardı.
Biz her
seferinde gülmekten yerlerde..
Ne
heyecanlıydı o günler.
Bektaşağa'dan aldığım haberlere göre; iklimdeki değişiklik hıdırellez gününü de vurmuş. Son yıllarda ilan edilen tarihinden sonraya sarkıyormuş. O gün, yağmurda yağsa insanlar nostalji yaşamak, alış-veriş yapmak, gezmek-görmek için mutlaka geliyorlarmış.
Halkın alışkanlıkları kolay ve birden değişmiyor.
Hala kız kaçıran var mı? Bilmiyorum.
Bektaşağa'dan aldığım haberlere göre; iklimdeki değişiklik hıdırellez gününü de vurmuş. Son yıllarda ilan edilen tarihinden sonraya sarkıyormuş. O gün, yağmurda yağsa insanlar nostalji yaşamak, alış-veriş yapmak, gezmek-görmek için mutlaka geliyorlarmış.
Halkın alışkanlıkları kolay ve birden değişmiyor.
Hala kız kaçıran var mı? Bilmiyorum.
Bizim böyle bir hıdırellez maceramız olmuştu. Unutmadan yazayım dedim.
Ayhan Altay Bir düzeltme. Hıdırellez günü 3
Mayıstan sonra gelen ilk pazar günü olurdu. Dahası Hıdrellez haftası Çarşamba -Uzuntürbe,
Cuma -Yenicuma, Cumartesi - Delitepe, Pazar - Bektaşağa olarak belirlenirdi.
Diğerleri çok rağbet görmezdi ama Bektaşağa Günü Erfelek'te tek kişi kalmazdı. Sinop'un
çoğunluğu ve Gerze'nin ise hatırı sayılır katılımı olurdu. Ayancık ve
Boyabat'tan hatta Taşköprü'den gelenler olurdu.
Süleyman Hilmi Ersoy Açık kamyon üstünde giderdik
Bektaşağa’ ya .Yumurta tokuşturmak çok zevkli olurdu.
Yorumlar
Yorum Gönder