Ganabıt..



Küre Dağlarından doğup Karadeniz’e dökülen, geçtiği 80km.lik geniş tabanlı vadinin iki yakasına hayat veren, Karasu Çayı, Bektaşağa içinde bir nimet, berekettir.
Çayın en sığ yerlerinden karşıya geçmek için en iri taşlar döşenirdi.






















Nibeşleri almış gitmiş sürgücüler...
Dedelerimizin sürgün olarak geldiği Bektaşağa coğrafyasının bir yanı orman, diğer yanı çay olduğu ve sınırları içinde geniş düzlüklerin olduğu düşünülürse, Thamate Blanabze Jajiy'e yatıp kalkıp şükretmemiz gerekir.


Ben şükrediyorum.

Yaz günleri Karasu Çayı'nın belirli noktalarında toplanır, yüzerdik. Çay kışın deli akardı, ne köprü dinlerdi, ne bent.. yıkar geçerdi. Yaz günü küçük pınarlar oluşurdu eğilir içerdik.
Suyun kıvrım yaptığı yerler derindi, adam boyunu aşardı su. Hatırladığım kadarıyla toplanma yerlerimizden biri Topçuların evinin önünden geçip indiğimiz yer, diğeri de Hatık'ın Çapesi'nin altındaki Türbealtı dediğimiz yerdi. Hoş biz suya değirmen etrafında her yerde girebiliyorduk ama oyun oynayamıyorduk.

En büyük eğlencemiz ‘ganabıt’ oyunuydu.
Ganabıt;  tümseğe koyulan taşın başında bekleyen ebeye vurulmadan, suyun bulanıklığından da yararlanıp taşa el vurma oyunuydu.
Bir gün Reyhan Özen ile bir şeyi tartışırken soruvermiştim, “Sen hiç ganabıt” oynadın mı? Donup kalmıştı.

Sonra, birisi ortaya “Burada geçen gün nah bu kadar balık gördüm” diye bir laf atardı.
Haydeee.. koca balığın peşine sürgü çekmeye...
Çayın yatağındaki kavlanların ince dalları kırılır, akan suyun dikine yan yana koyularak sürgü yapılırdı. Birer metre arayla sürgünün arkasına geçilir, suyun derin olmayan tarafına doğru sürgü sürüklenirdi.
Bu sürükleme işi ayrı bir şamata idi. Kimi geri kalır, kimi ileri gider. Bağırtı, çağırtı..
Tabi, bizim koca balık o günde yok..! 


Bilmem hatırlar mısınız, "Çayda balık yan gider. Açma yarem kan gider.Buna tabip neylesin.Ecel gelmiş can gider." türküsünü? Akarsu ekolojisinde balık yakalamanın bir sürü yöntemi var. Bunlardan biri de " süzek" dediğimiz sistem. Değirmene fazla gelen suyun tahliye edildiği ağızın önüne ince dallardan yapılan set balıkları tutar, suyu geçirir. Amcaoğlu Ümit bu balıkları sevenlere dağıtır. Ben çay balığını sevemedim. Ama çarşıdan-pazardan aldığımız balıkların geliş yerlerine  bakınca, galiba en organik olan çay balığı.!  

Rahmi Özkaya ERFELEK Çayında barajlar oldu ve borulardan akan sularla Arap köyde ve Bektaşağadaki köyümüzün halkı ovaları ve tarlaları yamaçları sulayacaklar....Hey Gidiiii... MEMLEKET ve HALKIMIZ..... Nereye.....Köyümüzde tütün dikmelerde ve bahçelere bostan karpuz tarlalarını sulamak için Karasu Çayından çelik ve saç fıcıları doldurarak kömüş ve öküz arabalarla taşıyarak tarlalarımıza ve bahçelerımızı sulardık.....Neredeen nere

Yorumlar

Popüler Yayınlar