Ali Küçükdemirci
Ali Küçükdemirci. Flütten, piyanoya.. |
İnsanın
akranını yazması zor. Topçuların Bahattin, Şükrü Muhtarın Hülya, Ormancı Yaşarın Ekrem,
amcaoğlu Ümit, Demircilerin Gülser, Şaziye Halanın Canan, Ormancı Enverin
Nahit, Nihat Amcanın Erkin, Çukuzun Güngör, Vehbi Kocaer, Mahmut Alp.. (şu an
hatırlayabildiklerim) aynı yılın çocuklarıydık; 1959. Aramızda ay farkları vardı. (Ali bu isimlere birkaç tane daha eklemişti. Şimdi unuttum iyi mi?
Demircilerin
Ali de bunlardan biriydi. Hepimiz farklıydık, o bizden farklıydı. Hala bu
farkı tüm duyarlılığı koruyor. “Bektaşağa; Hatırladıklarımı da Unutmadan” anı yazılarımı yazarken taaa Kırklarelinden
bilgi ve anılarını paylaşarak yardımcı olmaya çalışıyor. Geçenlerde “Blanabze” ne anlama geliyor diye sormuştum. “tatlı dilli, yılanı
deliğinden çıkaran” anlamına geldiğini söyledi (!)
“Ganabıt”
yazımı okuyunca, “ Sen Tarak Oyunu oynamadın mı? dedi.
Hatırlayamadım. “Biraz ip ucu versen Ali..”
Anlattı. “Tamam” dedim, bildim. Çelik -
Çomak Oyunu gibi bir şey. Yok dedi, tarak
oyunu bu (!)
Size de hatırlatayım; İki kişilik bir oyun. Ebe, elinde bir metre
civarındaki sopa ile önündeki çukurda duran bir karış uzunluğundaki çubuğu
çukura yerleştiriyor. Elindeki sopa ile çukurdaki çubuğun kalkık ucuna vurup
havalandırıyor ve sopayı çubuğa vuruyor, çubuk nereye gider ise artık.. Bazen bir
metre bazen 50 metre.. (Üç kere sopayı çubuğa vuramaz isen veya vurulan çubuğu havada
yakalar isen ebe’lik değişiyor) Çubuğun düştüğü yerden, çıktığı çukura atış yapıyorsun,
ebenin elindeki sopanın boyunda çukura yakın düşürebilirsen yine ebe değişiyor.
Düşüremez isen sen yine çubuk kovalayansın.!
Ali’de de hikaye
çok.. Ama hepsini yazmayayım şimdi (!)
Demircilerin Ali,
çocukken flüt çalardı. Sonra sazı oldu.
Sonra.. sonra baktım ki, çalmadığı enstrüman yok. O’nun dünyası müzik; araştırmak, notaya dökmek, çalmak, söylemek.
Mütevazi kişiliğinin sosyal ve kültürel hayata yansımalarını, Tv programlarını keyifle izliyorum.
2016 Bakliyat Yılıydı. Litaratürü araştırdım; “Fasulyem yedi buçuk lira” diye başlayan türküden başka türkü yoktu. Gecenin ileri vakitlerinde sözlerini benim yazdığım bir şiir Ali’ye yolladım, “Bana bunu müziğe döküver “ dedim. Yarım saat kadar sonra “Koy koy Yiyelim” türküsü çıktı karşımıza.Memlekete bir türkü kazandırmıştık yav..
2016 Bakliyat Yılıydı. Litaratürü araştırdım; “Fasulyem yedi buçuk lira” diye başlayan türküden başka türkü yoktu. Gecenin ileri vakitlerinde sözlerini benim yazdığım bir şiir Ali’ye yolladım, “Bana bunu müziğe döküver “ dedim. Yarım saat kadar sonra “Koy koy Yiyelim” türküsü çıktı karşımıza.Memlekete bir türkü kazandırmıştık yav..
Nasıl gurur
duydum? Anlatamam.
Ali Küçükdemirci Çukuzun Güngör asıl
en renkli sima o.
Yorumlar
Yorum Gönder