Arap Köy 276, Bektaşağa 139 Yıllık Yerleşim Yeri Olabilir mi?
![]() |
Kasım 1881. İskan Edilen ve Edilmeyi Bekleyen Muhacirlerin İskan Yerleri ve Nüfus Dağılımı.Kynk.Derya Paşaoğlu |
Kaynaklarda Bektaşağa
“Hatırladıklarımı da unutmadan” diye yazmaya başladığımda
kafama en çok takılan sorulardan biri, Bektaş Ağa kimdi? sorusu idi. Arap Köy
adı nereden geliyordu?
Kulaktan kulağa gelen hikaye şuydu; “Thamate Jajiy yerleşmek için köye geldiğinde, koyunlarını otlatan Bektaş
Ağa isimli biri ile karşılaşıyor” ve “Bektaş
Ağa, uzun boylu, ak sakallı, hoş sohbet biri.”
Araştırmalarımda bu tanımlama Batumlu Yesari Baba’ya
uyuyordu. Ancak, bunu teyit edecek başka bir kaynak bulamadım.

“Batumlu Yesari Baba 1803 yılında Batum da doğmuş, çocukluğunu burada geçirmiş ve çok iyi medrese eğitimi almıştı. Mesleği icabı Anadolu nun birçok yöresini gezmiştir. Gezileri sırasında Hacı Bektaşi Veli Tekkesi ne bağlanmıştır. Gerçek adı Mehmet olup Yesari lakabıyla anılır olmuştur. Yesari kelime anlamı olarak “zengin, varlık '' ve “solak '' anlamlarına gelmektedir. Solak olmasından dolayı bu lakabı aldığı konusunda uzmanlar görüş birliği içindedir.
Batumlu Yesari Baba uzun boylu, zarif ve ince konuşan, hoşsohbet bir kişiydi. Çok iyi saz çalar ve iyi bir sairdi. Bu özellikleri onun kısa sürede sevilmesini sağlamıştı.
Batumlu Yesari Baba, Hacı Bektaşi Veli Tekkesi nde
iki-üç sene hizmet ettikten sonra Dervişlik rütbesine ulaşmış, on iki buçuk
sene kadar Hacı Bektaşi Veli Tekkesi kiler evinde dervişlik yaparak “Baba ''
payesine yükselmiş ve 1874 tarihinde
türbedar olmuştur. Merkez tekkedeki türbedarlığı sırasında sık sık Sinop a
gelerek Bektaşiliği Sinop ta yaymıştır. Kastamonu ya giderek orada da vaazlar
vermiştir. Son yıllarını Sinop ta geçirmiş ve postnişinlik yapmıştır. 1880 (Hicrî 1297) yılında 78 yaşında
vefat etmiştir. Müritleri Zeytinlik civarındaki türbesiyle birlikte bir de
tekke inşa ederek faaliyetlerini sürdürmüşler ve bu tekkeye Batumlu Yesari Baba
nın ismini vermişlerdir.”
Bu makalenin altına
yapılan şu yorum dikkat çekici;
ALI
EREN SİNOPTA
BEKTAŞİLİK.-27.11.2013
“Sinopta Bektaşiliği kuran ve yayan adam. Hacı Bektaşi
Velinin yakın dostu Yesarı BABA fikirleri ile sürgüne gönderilmiş. zaman zaman
tutuklanmış zindanlara atılmış. Sinop’a giremediği zamanlar BEKTAŞAĞA KÖYÜNDE SAKLANMIŞ. Şimdi sevenleri de mezarını ziyaret edemiyor. NEDEN ACABA?”
Sinop Alevileri ve
Asimilasyon - Mustafa Cemil Kılıç
Sinop Merkez ilçeye bağlı “ Bektaşağa “ köyü de bu hususta dikkat çekici bir veri
oluşturmaktadır. Günümüzde, bu köyün halkı tümüyle Sünni’dir. “Bektaş” sözünden
hareketle bu köyde, Alevi tarihine ilişkin izlerin en azından köyün isminde
mevcudiyetini sürdürdüğünü söylemek olasıdır. Bektaş obası bir Türkmen
obasıdır. Bektaş sözü de Türkmence / Türkçe bir sözdür. Bektaşağa sözünün
Bektaş obası Türkmenleriyle ilgisi araştırılmaya değer bir konudur.
1- İbrahim Güler’e ait
araştırma.
2- Derya Derin Paşaoğlu araştırmada. 93 harbi ile gelen, iskan edilen yerleşim yerleri arasında “Arap” ve " Bektaş" geçiyor.
2- Derya Derin Paşaoğlu araştırmada. 93 harbi ile gelen, iskan edilen yerleşim yerleri arasında “Arap” ve " Bektaş" geçiyor.
3- Süreyya Kandemir amcamızın 1994 yılında kaleme aldığı Hayat
Hikayesinde, “ Ailenin 10. Çocuğu olarak
1933 Sinop ilinin Arap Köyünde doğdum. Bugün Bektaşağa Köyünün bir mahallesi
bulunan Arap Köyü öncesinde bugünkü Bektaşağa köyünden ayrı –bağımsız- bir
köydü. Cumhuriyet döneminde yine bağımsız bir köy olan Bektaşağa ile birleşti.
O zamandan beri de Bektaşağa köyünün bir mahallesidir.”
O zamandan beri de Bektaşağa köyünün bir mahallesidir.”
4- Tsey Eşref BAŞ’ın 2007’de yaptığı “Hatip İsmail “
derlemesinde de Arap Köyü şöyle geçiyor; “Yıl 1930,
Bektaşağa mahallesinden Topriş İlyas adlı bir genç, Arap Köyü mahallesinden
Hakunaj’ın kızı Hatice’yi kaçırdı. Kızı Taypaklı köyünde Wünaroko Durmuş
Kahya’nın evinde sakladılar. Arap Köyü mahallesi insanları silahlandılar ve
Taypaklı Köyünden kızı geri aldılar.
Bu olay sonrası iki mahallenin arası açıldı. Arap köy ayrı bir muhtarlık talebinde bulundu. Hatip bu duruma müdahale etti. Altı ay gibi ayrı kalan bu akraba iki mahalleyi tekrar barıştırıp tek muhtarlık haline getirdi.”
Bu olay sonrası iki mahallenin arası açıldı. Arap köy ayrı bir muhtarlık talebinde bulundu. Hatip bu duruma müdahale etti. Altı ay gibi ayrı kalan bu akraba iki mahalleyi tekrar barıştırıp tek muhtarlık haline getirdi.”
5- İçişleri Bak. Nüfus ve Vatandaşlık İ.G.Md. Alt
Üst Soy Belgesine göre; annanemin (Şaziye Erdoğan'ın) ve Kardeşi Kazım Altay'ın babası (Hacı İbrahim ve
Lesbuğa’dan doğma) İsmail Erdoğan 1880 Arap doğumlu. (Cilt21,Haneno103,Sırano1)
XVIII. Yüzyılda Aile: Sinop Örneği / Doç. Dr. İbrahim Güler
XVIII. yüzyıla ait Sinop'u konu edinen
elimizde sadece iki "Şer'iyye Sicili" vardır. Bunlardan biri H.1149-1152
(M.1733-1736 ) diğeri H.1157-1160 (M.1741-1744) yıllarını içermektedir.
Osmanlı
devrindeki Sinop'a ait diğer "Şer'iyye Sicilleri", XIX. ve XX. yüzyıla ait olanları hariç
yoktur.
Bu durum, kronolojik olarak, Sinop şehrindeki ailelerin gelişimini
izleme olanağından bizi mahrum etmektedir. Bununla birlikte, elimizdeki
defterler Sinop'ta aile yapısını ortaya koyabilecek bazı bilgiler
içermektedirler. Bu nedenle elimizdeki defterler, Sinop'taki aile yapısını
belirlememizde temel teşkil etmiştir.
17 Sinop'un Karasu nahiyesine bağlı Şahaneköy adlı köy sakinlerinden iken ölen Arab Mehmed (veya
Arab Ahmed bin Receb bin Hasan), Meryem adındaki ölen ilk eşinden sonra, Hadice
binti Nasır Kethüda Hatun'la evlenmişti..
35 Arap mahallesinden iken diyar-ı aherde ölen Merağde binti Acı Dimitri adlı
hıristiyan kadının Lefter ve Desni adlı çocukları için, babaları Acı Kiryaku
veled-i Bedek yaşıyor olduğu halde, işlerinin görülmesi maksadıyla, Sinop
Mahkemesi'nce (Kıbel-i şer'-i mutahhara'dan), bu görevin üstesinden gelebilir
bir insan olduğunu şahitlerin ifade etmelerinden sonra, anneanneleri
"vasî" tayin edilmişti.
Yorumlar
Yorum Gönder