Apiş HATİP. Jajikohabl. Bektaşağa

Apiş Hatip (İsmail Hakkı)
1868 - 15.05.1932


Hatip İsmail, Sinop merkez Bektaşağa (Jajihabl) Köyü’nün Arapköy mahallesinde dünyaya gelmiştir. Bektaşağa’ dan Arapköyü mahallesine giden yolun dereden başlayan sağlı-sollu her iki yanı yokuşun bittiği düzlüğe kadar Hatip’in arazisidir. 





Bugünün çok güzel arazileri 1861’li yıllarda kalın yapraklı yüksek ağaçlarla kaplı ormanlık bir alandı. Köyün yanından geçen Erfelek Çayına kurulan köprüler bu arazinin uzun ve kalın ağaçlarından yapılırdı. Hatip’in babası ve amcası bu ormanları temizleyerek arazi yaptılar. İçerisine çitten örme ev yapıldı. Evin üzeride yöreden temin edilen sazlarla kapatıldı. Bu küçük Adige evi Hatip’in doğduğu ve yaşadığı evdir. Bu evin bulunduğu semte Apişthem denmektedir. Bu arazinin etrafında akrabalar ve diğer Adige kabileleri yaşamaktadır. Hatip’in ailesi geçmiş ile barışık, aile bağları çok kuvvetli insanlardır. Aileleri ve etrafla ilgili geniş tarihi bilgiye sahiptirler. Bu bilgiler ışığında Hatip’in babasının Apiş Zekeriya (1831-1876) olduğunu, annesinin ise Havva (1838 -    ) olduğunu öğreniyoruz.
Bir yerlere not düşülmüş aile bilgilerine dayanarak büyük dedeleri; Osman – Jirteç – Cak’a ulaşabilmekteyiz (1675’li yıllar). Kafkasya’nın Kuban Nehri kollarından Labe Havzası bu ailenin köklerinin derinliklerini araştırabileceğimiz yerdir.

Yıl 1861
Apiş Osman Kafkas-Rus savaşlarında bir ömür geçirmiş yaşlı bir Adige’ dir. Osmanlı topraklarına oğulları Zekeriya ve Teutej ile birlikte Kafkasya’dan sürgün edilir. Anavatandan ayrılmak ve uzun yolculuk Osman’a ağır gelir. Osman bu acıya dayanamaz ve yolda ölür. Sürgün edilen bu kafilenin önderi Jajiko’dur. Jajiko önderliğindeki kafile Kafkasya’nın Tuapse Limanı’ndan Osmanlı gemileri ile hareket ederler. Samsun sahillerinden karaya çıkarlar. Bafra civarında geçici olarak yerleşirler. 

Jajiko Kafkasya’daki köylerine benzeyen yer aramak için uzun bir yolculuğa çıkar. 
Sinop’a gelir. Bektaş Ağa ile tanışır. Onun yaşadığı köyün kendi köylerine benzediğini görür. Burayı beğenir. Bafra’ya geri döner. “Sizi Kafkasya’daki yere götürüyorum” diyerek kafileyi Bektaşağa’ya götürür. Kafilesini üç mahalleye yerleştirir. Bunlar Bektaşağa, Arapköy ve Yeniköy’dür. 

Köyün adına Jajikohabl adını koyarlar. Köye birkaç yıl sonrasında kara yoluyla Kafkasya’dan göç eden Merzifon Adigeleri ile sıtmadan kaçan Yağcıköy adigeleride yerleşirler.
Babaları sürgün yolunda ölen ZEKERİYA (1831 – 1876) ve Teutej (1839 - ? ) kardeşler Kafkasya’da iyi bir tahsil görmüşlerdi. Arapçayı çok iyi biliyorlardı. Zekeriya, Bektaşağa’da İslam dinini öğretiyordu. Aynı zamanda çok iyi bir öğretmendi. Bu özelliğinden ötürü kendisine Kastamonu vilayetinden Padişah Fermanı verilmiştir. Bu fermanla Sinop ilinde Bektaşağa köyünde ilk kez eski Türkçe ile okuma yazma işini başlatmıştır. Okul yapılmasına öncülük etmiştir. Bektaşağa’ya ilk cami yapımını gerçekleştirmiştir. 45 yaş gibi genç yaşta ölümü o günün şartları düşünüldüğünde başka okuma-yazma bilenin olmadığı geniş çevre için çok büyük bir kayıp olmuştu. Zekeriya’nın ilk ve en önemli talebelerinden biri oğlu Hatip’dir.

Hatiplerin ikinci evleri

HATİP (İsmail Hakkı Zekeriyaoğlu)
Hatip babasının ölümünden sonra kendini kısa zamanda geliştirdi. Çok kitap okuyordu, çok sayıda kitabı vardı. Kütüphanesinde devrin önemli kitapları okunuyordu. Tarihi, dini, sosyal, edebi ve coğrafya ile ilgili kitapları vardı. Aynı zamanda güncel dergilere aboneydi. Kafkasya ile ilgili kitapları okur, Kafkasya ile ilgili dergilere abone idi. Kafkas Dernekleri ile irtibat halindeydi.

Hatip’in kütüphanesinden bir bölüm
Padişahlıktan Kastamonu vilayeti kanalıyla babasına verilen fermanın bir benzeri kendisine de veriliyor. Böyle bir fermana sahip Sinop ilinde başka bir kişi yoktur.
Hatip babasının ölümü ile babasının bıraktığı yerden görevi devralıyor. Normal yapılı, gür sesli, kısa ak sakallı, beyaz cüppeli, Atatürkçü, çok saygı duyulan bu adam bakın tek başına ne işler başarıyor:
Hatip altı yıllık idadiyi açarak Bektaşağa Köyü ve tüm çevre köylerin okul ihtiyacını gidermiştir. Böyle bir okul benzeri Sinop ilinde dahi bulunmamaktadır. Hatip bu okulun baş öğretmendir, her şeyidir.  Okulda ayrıca altı öğretmen bulunmaktadır. Okulda Hatip’in odası dışında dört sınıf bulunmaktadır. 1-2-3 sınıflar müşterek bir oda da, 4. sınıf, 5. sınıf ve 6. sınıflar ayrı ayrı odalarda ders görmekte idiler. Okulun ayrıca büyük bir salonu vardı. Okul iki katlı olup üst katı ağaçtan, alt katı kalın taş duvarla örülü idi. Alt kat bodrum olarak kullanılırdı. İçerisinde eski eşyalar bulunurdu. Ayrıca odun depolanırdı. Boş ve büyük pencereleri olan aydınlık bir oda ise (camsız oda) ceza alan öğrencilerin geçici olarak kısa zaman içeride tutulduğu oda idi. Bu okul yeri bugünkü Bektaşağa camisi ile köy derneği olarak kullanılan tek katlı eski okulun arasında idi.

 
Hatip’in özel eşyaları ve coğrafya dersinde kullandığı aletler



Hatip’in at takımında kullandığı altın parçalar, özel çakısı, pusulası ve deri delme aleti

Okulda öğretim 1927’de 5 yıllığa dönüştürüldü. Okulun ilk yıllarında eski yazı Cumhuriyetle birlikte yeni harfler kullanıldı. 1927 yılına kadar bu okuldan mezun olanlar imtihansız üst okullara gönderildi. Hatip bu konuda çok hassastı. Kastamonu Öğretmen Okulu’na (Kastamonu şehir merkezinde), Polis okullarına, askeri okullara öğrenci gönderebilmek için büyük gayret sarf ederdi. Öğrencilerin ailelerine terkinlerde bulunur, onları ikna ederdi. Okulun öğretmenleri şunlardı;
Hafız Şükrü (Çoban Köylü)
Hasan Hoca (Akçaçam Köylü)
Hilmi Hoca (Sinop’lu)
İzzet Hoca (Bektaşağa’lı)
Şaban Hoca (Abdine Köylü)
Hatip köyde nüfus kütüğü tutardı:
Vilayetin böyle bir hizmeti yerine getirmediği dönemde onun yanından hiç eksik etmediği kalın bir kütük defteri vardı. Bu kütük defterine günü gününe doğanları, ölenleri tarihleri ile ölüm nedenlerini dahi belirterek kaydederdi. Bu kütükte ana adı, baba adları, nakil, evlilikler, her şey bulunurdu. Bilhassa Adige’ce isimlerin saklanması bakımından bu kütük bugün için çok önemlidir. 

Hatip okul çağı gelen çocukları bu kütükten takip eder, babalarına  çocukların okul çağı geldiğini ikaz ederdi. Bir kişi dahi kaçırmazdı. Bu yüzden kız-erkek Bektaşağa köyünün tüm fertleri okumuş, önemli mevkilere gelmişlerdir. Ortalama her yıl 150 talebe eğitim görürdü.
Hatip vilayete gerek kalmayacak şekilde eski medeni hukuku (mecelle) uygulardı Hatip’e danışmadan köye Jandarma bile girmezdi. Köydeki tartışmalı meseleleri iki tarafı çağırıp mahkemeye başvurmadan yerinde tatlıya bağlardı.
Hatip, İslam dinin çok iyi bilen bir kişiydi. Camide kuran öğretirdi. Kuran’ın Türkçe açıklamalarını da mutlaka öğretirdi. 

Bektaşağa köyünde Hatip’in zamanında beş ayrı yerde cami ve mescitler bulunurdu. Bunlar sırasıyla 1)Bektaşağa camii  2)Ahmet Cevat’ların evinin önünde mescit  3)Yeni köy’de mescit  4) Nuri Özdemir’lerin evinin yanında mescit  5) Apişthem’de  (Atabeklerin evinin yanı) mescit.





Hatip’in babası Zekeriya’ya verilen ferman ve açıklaması

Hatip, Bektaşağa köyünde ihlali huzur kanununu tam uygulardı. Örneğin gece saat onbirden sonra gürültü yapılmasını yasaklamıştı. Adige düğünlerinde geceleri mızıkalar çalınır, tahtalara vurularak tempo tutulurdu. Düğün saati gece yarısına sarkarsa Hatip’in düğün mahalline gelip düğünü sona erdireceği beklenirdi. Köylüler geleceği yöne nöbetçi adam dikerlerdi. Hatip beyaz cüppesiyle eğlence mahalline geldiğinde herkes kaçacak yer arardı. Bu kaçış tamamen ona duyulan büyük saygının ifadesi idi. Aslında hatip eğlenceye karşı bir insan değildi. Eğlencenin başkalarını rahatsız edecek boyutta olmasını engellerdi. Hatip ağır başlı, oturaklı, mütevazı bir köy yaşantısı olan insandı. Şehir nizamını Bektaşağa köyünde uygulardı.
Hatip ölünceye kadar Bektaşağa köyünde kahvehane açılamadı. Hatip kahvehaneleri tembel ve dedikodu yatağı kabul ederdi. O çalışmayı, okumayı öğütlerdi. Onun zamanında her iş imece ile kısa zamanda bitirilirdi. 100-150 kişilik imeceler yapılırdı. Köyde hırsızlık olayı hiç görülmezdi. Bütün ev kapıları açık ve kilitlenmezdi. Hatip’in sağlığında içki yasaktı. Hatip’in zamanında köyde açıkta ve kapalı yerlerde içki içene rastlanmamıştır.

















































Hatip’in babası Zekeriya’ya verilen ferman ve açıklaması





 Hatip’in köyle ilgili tuttuğu günlük notlardan bir sayfa


Hatip’in bir özelliği de köy halkına ait tarlaları mutlaka bir sınırla çevirttirmesiydi. Bu arazileri azda olsa vergiye bağlattırırdı. Vergilerin ödenip ödenmediğini bizzat kendi not tutarak takip ederdi. Öyle ki nakil zamanlarında bu vergilerin mutlaka ödenmesini sağlar, devlete borçlarının olmadığına dair kayıtlarla gönderirdi.
  
Hatip, köyü bir arada tutmayı başarmıştır. O milliyetçi bir insandı. Adigelere hiçbir şekilde bir yerlerden zarar gelmesini istemezdi. Hatip’in dönemi Adigelerin prestijinin en yüksek olduğu dönemdir. Hatip’in koruyuculuğuna bir örnek; Bektaşağa köylüleri kendilerine satılan tarım makinelerinin zayıflığından şikayet ederler, ellerindeki tüm araçları vilayet önüne protesto amaçlı bırakırlar. Bu olay sonrası köylüler hakkında takibat açılır. Hatip bu olumsuz durumu kendi temaslarıyla, köylüler zarar görmeyecek şekilde tatlıya bağlar.

Hatip, Dünya savaşı ve İstiklal savaşını yakınen takip ederdi. Savaş sırasında kendisine haritalar gelirdi. Köyde kalan kişileri toplar, savaşın gün ve gün seyrini kısa aralıklarla köylülere anlatırdı. Savaş zamanı köyde bulunan sancağı eline alır, askere gidecek gençleri toplar, büyük bir moralle vazifelerine gönderirdi. Oğlu Mahmut Neşet’ide öyle moralle askere uğurladı. Mahmut Neşet Kafkas Cephesinde şehit düştü.

Yıl 1930. Bektaşağa mahallesinden Topriş İlyas adlı bir genç, Arap köyü mahallesinden Hakunaj’ın kızı Hatice’yi kaçırdı. Kızı Taypaklı köyünde Wünaroko Durmuş Kahya’nın evinde sakladılar. Arapköyü mahallesi insanları silahlandılar ve Taypaklı köyünden kızı geri aldılar. Bu olay sonrası iki mahallenin arası açıldı. Arapköy ayrı bir muhtarlık talebinde bulundu. Hatip bu duruma müdahale etti. Altı ay gibi ayrı kalan bu akraba iki mahalleyi tekrar barıştırıp tek muhtarlık haline getirdi.
Hatip mahalli eşkiyalarla uğraştı. Onlara taviz vermedi. Adige, Gürcü, Türk eşkiyaların kanunsuz işler yapmalarını engelledi.
Hatip köye ilk radyoyu getiren kişidir.
Hatip köy hudutları içinde mevcut kömür yatağını bulan kişidir.
Hatip’in bir diğer sosyal hizmeti de köye ilk bakkal dükkanını açmış olmasıdır. Bakkalında okul ihtiyaçları, gaz, yağ, şeker, tuz gibi şeyler satılırdı. Hatip kişisel çıkar peşinde koşmamıştır. Aksine yardımlaşmayı öğütlerdi. Kendi bakkal dükkanı olmasına karşın eniştesine de bakkal dükkanı açıvermiştir. O devletin kendisine bağladığı maaşla sade bir hayat süren insandır.
Hatip 15/05/1932 yılında vefat etmiştir. Allah rahmet eylesin. Mezarı Bektaşağa köyü Arapköy mahallesinde Atabek’lerin aile mezarlığındadır.

Hatip’in Arap Mahallesi’ndeki mezarı
Hatip Kafkasya ile ilgili hatıraları akıllarında tutamayacak kadar savaş yorgunu, hafıza kaybına uğramış Adige kabilelerinin Sinop ilinde yeniden canlanmaları için güçlü bir ışık kaynağı olmuştur. Ömrü devlet adamı ihtişamıyla Bektaşağa’ya ve çevreye hizmetle geçmiştir. Geriye bıraktığı evlatları ona yaraşır örnek tavırlar içinde olmuşlardır. Bu değerli insanın evlatlarından bahsetmeden yazıyı bitirmek bilmem Atabek soyadını alan bu mütevazi Adige ailesine haksızlık olmaz mı!..

Apiş ÇAUK (Kısa) (Kafkasya)
Apiş JİRTEÇ (Erken Kalkan) (Kafkasya)
Apiş OSMAN (Kafkasya)
Apiş ZEKERİYA(1831-1876) ---- Kardeşi TEUTEJ (Kafkasya/Türkiye)
(Eşi HAVVA 1838-      )
HATİP (İSMAİL HAKKI ZEKERİYA OĞLU) 1868-15/05/1932
(Eşi HANİFE 1871-27/03/1948)
Hatip’in Kardeşleri:
ZELİHA (1872-     )   FATMA(1874-    )  HATİCE (Goabe)(1878-   )
Hatip’in Çocukları:
Ahmet HAMDİ ATABEK (14/08/1887  06/05/1962) (Emekli Öğretmen)
Eşi Adile ATABEK
Çocukları:
a) Sabri ATABEK,  Eşi Münevver ATABEK
b) Sabahattin ATABEK, Eşi Melahat ATABEK
c) Melahat ŞEKEROĞLU, Eşi Şevket ŞEKEROĞLU
Mehmet Emin BİLAL (1891-17/05/1969) (Emekli Öğretmen), Eşi Hafize ZARİFE
Aydın Nihat ATABEK , Eşi Sevim ATABEK
Mahmut CEMALETTİN (Neşet) (Şehit)(1/3/1891- 14/4/1918)
Ali HAYDAR (5/8/1896-      ) (Emekli Öğretmen), Eşi Tefide ATABEK
Orhan ATABEK , Eşi Nadide ATABEK
Suna ATABEK
Hatice (12/4/1899-     )
Hasan FEHMİ (1904-    ) (Emekli Öğretmen, Orman Memuru), Eşi Zülfiye ATABEK
a)  Ayhan ATABEK, Eşi Müşerref ATABEK
Kayhan ATABEK , Eşi Aliye ATABEK
Sabriye (5/3/1912- 28/4/1925)







Adige Wune ; Sinop Kafkas Derneği Yönetim Kurulu, Ayhan Atabek ve Eşi Müşerref
Apiş Hatip Bey'in torunlarının Çerkes mimari tarzındaki günümüz evleri.


Hazırlayan: 
Eşref BAŞ (TSEY)
Kaynak: Ayhan ATABEK, 

Fehmi ÖZEN, Kazım ERDEM


Yorumlar

Popüler Yayınlar